Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 2023’te Türkiye’de basın daha özgür

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 7. Anadolu Medya Ödülleri programına katılarak bir konuşma yaptı.

Burada yaptığı konuşmasına dinleyicileri selamlayarak başlayan Erdoğan, şunları söyledi: Anadolu Yayıncılar Birliğitarafından düzenlenen 7. Medya Ödülleri’nde yer almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

Ödülleri takdim edecekleri kurum ve basın mensuplarını tebrik eden Erdoğan, şunları kaydetti: Anadolu Yayıncılar Birliği’Başarı çıtasının her yıl bir adım daha yükseldiğini söyledi.

Derneğin yerel medya gündemini millete ve milletin kadim bedellerine sabitleyerek çalışmalarını takdirle karşıladıklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin kültürel zenginliğini yansıtan Anadolu medyası ne kadar aktif ve yaygın olursa, demokrasimiz de o kadar güçlü olur. Anadolu medyasının sesi ne kadar yüksek olursa, milletimizin talep ve beklentileri o kadar yankılanır. Siz sıradan bir halktan daha fazlasısınız. Yerel medya kuruluşu Sizleri yıllardır sesi duyulmayan milyonlarca medyanın temsilcisi olarak görüyoruz.Her biriniz ülkemize ve medya ikliminin çeşitlendirilmesine değerli katkılar yapıyorsunuz. Yerel basında halkımızın gerçek bilgileri özellikle son yıllarda Gezi olaylarından 17-25 Aralık girişimine terör saldırılarından 15 Temmuz ihanetine Anadolu medyası çok net bir şekilde milli iradeden ve milli iradeden yana olmuştur. Şimdiye kadar yaşadığımız her kritik noktada demokrasi.

Vesayetin Türk demokrasisi üzerindeki gölgesini kaldırmak için attıkları her adımda yerel medyanın desteğini bizzat yaşadıklarını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: Söze gelince, ‘özgür basın’ diyenlerin, darbecileri alkışladıkları bir dönemde demokrasimize canı gönülden sahip çıktınız. Yerel ve ulusal basının karşısında nasıl olması gerektiğini bir kez daha gösterdiniz. küresel sistemin çarpıklıklarını temsil eden merkezlerle birleşip siyaseti ayarlayan kalembazların.dedi.

‘Her zaman güçlü bir irade gösterdik’

Yerel basına örnek duruşlarından dolayı teşekkür eden Erdoğan, ” Etkinliğinizi daha da artırmak ve medyamızdaki farklı sesleri çoğaltmak için yerel kuruluşlarımıza da güveniyoruz.”dedim.

Bürokratik iş ve işlemleri kolaylaştırmak başta olmak üzere birçok alanda yerel basının yükünü hafiflettiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Sorunlarınızın analizinde her zaman güçlü bir irade sergiledik. Anadolu medyasına ve temsilcilerine kapılarımızı her zaman açık tuttuk. Umarım bundan sonra da sizleri dinlemeye ve sizlerle dayanışma içinde olmaya devam ederiz. demokrasiler için özgür, tarafsız ve sorumlu bir medyanın değeri.” Bunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle literatürde medyayı anlatırken ‘dördüncü kuvvet’ kavramının sıklıkla kullanıldığını görmekteyiz. ‘Dördüncü kuvvet’ tabiri, özellikle siyasi kurumla olan bağlarında medyamızın da benimsediği bir kavram. “Kendi yanılgılarını teşhir eden bir medya bu tanımı kesinlikle hak ediyor. Medyanın asli görevi aslında vatandaşın adını gözetmektir. Millete ve ülkeye hizmet gayesi ile hareket eden hiç kimse bundan rahatsız olmasın. Böyle bir medyanın varlığı.”

Türkiye’de “dördüncü kuvvet” kelimesinin sıklıkla yanlış yorumlanarak millet ve seçilmişler üzerinde bir tahakküm aracına dönüştürülmeye çalışıldığına işaret eden Erdoğan, özellikle medyanın değerli bir bölümünün halkın sesi olmayı tercih ettiğini hatırlattı. darbe dönemlerinde antidemokratik güç odaklarının sesi olmak yerine.

‘Uzağa gitmeye gerek yok’

Gazete manşetleri, sayfa köşeleri ve televizyon ekranlarının siyasete ve topluma yön vermek, siyasetçileri hizaya getirmek ve hatta alenen tehdit etmek amacıyla kullanıldığını belirten Erdoğan, ana akım medyanın 27 Mayıs öncesi darbeye zemin hazırladığını utanç verici manşetlerle hatırlattı. yüksek dozda iftira ve iftira ile.

Aynı şekilde 12 Eylül darbecilerini manşetleriyle selamlayan medya kuruluşları ve kalem-gömlekler olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ülkenin seçilmiş başbakanına ‘sivil diktatör’ demek için dengesini kaybeden gazeteler ve gazeteci kılığındaki kiralık katiller gördük. Uzağa gitmeye gerek yoktu, şubat muhtırasının haber bülteni gibi yayın yapan medya organları vardı. Dün gibi hatırladığımız 28. Gazetelerin ‘muhtar bile olmayacak’ manşetleriyle kutladığını gördük. Burada iki önemli vurgu var, biri muhtarı küçümsemek, ikincisi siyasete yön vermek. yarın.Ne oldu?Adam Cumhurbaşkanı oldu.Öncelikle bu manşetleri atanlara hatırlatmak gerek.Kendinizi düzeltin.Siz uyum sağlamazsanız halk size uyum sağlar.”

Erdoğan, bazı medya kuruluşlarının iktidarları döneminde yaptıkları bir yasa değişikliğini “kaosa 411 el kaldırdı” başlığıyla verdiklerini hatırlattı.

Vesayet merkezlerini alenen davet eden medya kuruluşlarının olduğunu, medya kuruluşlarının “Sigara izmaritini yere atmıyorlar” manşetleriyle Kandil’i övdüklerini gördüklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda o Kandil’deki baronlar 10 yaşındaki, 11 yaşındaki, 12,13,14 yaşındaki kızların taciz edildiği merkezler haline geldi. Neden Kemal Bey ile konuşmuyorsunuz, neden konuşmuyorsunuz? Sen sesini çıkar Diyarbakır annelerini neden ziyaret etmiyorsun, neden onlarla görüşmüyorsun Kurmazsan insanlar sana nasıl sıraya gireceğini gösterir.

Manşetlerimizde yer alan manşetlerden terör eylemlerine açık destek verilmesine, hanımlarımızı aşağılayan köşe yazarlarından bebek katillerini savunanlara kadar medyamızda “dördüncü güç” sözüyle hiçbir zaman bağdaşmayacak küfürlere rastladık. Her zaman söylediğimiz gibi bugünlere sadece darbecilere, çetecilere ve terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik. Şahsımıza, davamıza, partimize ve milli iradeye yönelik kirli manşetlerle aynı anda mücadele ve mücadele ederek bugünlere geldik.”

Gerçeğin peşinde koşmak yerine, yerel ve küresel güç odaklarına karşı tetikçilik yapanlara rağmen mücadelelerini sürdürdüklerini vurgulayan, ” Duruşumuzu hiçbir zaman değiştirmedik. İftiraya, iftiraya asla teslim olmadık. Prestij suikastları karşısında geri adım atmadık. Onursuzların tehditlerine boyun eğmedik. Etrafımızdakiler ne yaparsa yapsın biz her zaman hakkı ve doğruyu yukarıda tuttuk.dedi.

“Medyamızla birlikte Türk Yüzyılını yükselteceğiz”

Milletle ve milli iradenin sesi olan medya kuruluşlarıyla omuz omuza hareket ederek birçok tarihi demokratik kazanımları elde ettiklerini belirten Erdoğan, “İnşallah medyamızla birlikte Türkiye’nin asrını yükselteceğiz ve onu emanet edeceğiz. gençliğimize.” dedim.

Türkiye’nin yaşadığı tüm bu aksiliklere rağmen son 20 yılda demokrasinin yanı sıra basın ahlakı ve özgürlüğünün de belli bir seviyeye yükseldiğini kaydeden ve şunları kaydetti:

“Ülkemizin basın bülteninin tarihini bilen, elini vicdanına koyan ve objektif bir muhasebe yapan herkes, bugün medyamızın daha bağımsız, çoğulcu ve daha güçlü bir yapıya sahip olduğu konusunda hemfikirdir. Nitekim 2023’te Türkiye’de basın bu noktaya gelmiştir. 90’lı, 80’li, 70’li yıllara göre çok daha özgür, özgür ve halkın gözünde daha prestij kazanmış durumda.

Terörü övmemek, şiddeti körüklememek ve dezenformasyon yapmamak şartıyla herkes istediğini yazabilir, söyleyebilir ve ifade edebilir. Eski Türkiye’ye özlem duyanların emriyle hazırlanan raporlar bu gerçeği değiştirmeyecek. Bunların ne bizim ne de milletimizin gözünde hiçbir değeri yoktur. Türkiye ile ilgili demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü haberlerini örgütleyenlerin kendi çıkarları ve kendi çıkarları söz konusu olduğunda ne kadar faşist davrandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Devletin gizli belgelerini çarşaflarda yayınlayan Fetoculara gazeteci sıfatıyla sahip çıkanlar, daha kolay belaya girmek için basın organlarının kapılarını kilitlemekten çekinmediler.”

252 kişinin şehit olduğu FETÖ’yü acımasızca eleştirenlerin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kendi ülkelerinde darbe söylentileri karşısında ayaklandıklarını belirten Erdoğan, “İşte Fransa’nın halini görüyorsunuz. İngiltere’nin durumunu görüyorsunuz, Almanya’nın durumunu görüyorsunuz, dahası, ben Amerika’nın durumunu göreceğim.” dedim.

Gezi olaylarını hatırlatan Erdoğan, “Esnafımızın malını yağmalayan vandalları kahramanlaştıranlar, örneğin Paris ve Washington’da yaşanan olaylarda aktivistleri hızla terörist ilan ettiler. Fransa ‘demokrasi havarileri’, Amerikan Kongresi’ni silahla basanlar ‘özgürlük savaşçıları’ idi.” diyen hiçbir uluslararası medya organını görmedik, duymadık.

– “Hiçbirinin insan hakları değil, basın özgürlüğü kaygısı yok”

“Yakın zamanda el değiştiren bir sosyal medya şirketinin sürecinde de aynı çifte standarda tanık oluyoruz. Nerede olduğunu anladınız herhalde?” Erdoğan şunları söyledi:

Güya özgürlük ve kişisel mahremiyetten asla taviz vermeyen bu sosyal medya platformunun kimlerle iş yaptığı, kulislerde nelere hizmet ettiği, beğenmediği kişi ve fikirleri nasıl sansürlediği birer birer ortaya çıkıyor. Bu skandallar karşısında ne uluslararası medya kuruluşlarının ne de insan hakları örgütlerinin söz hakkı yoktur. tepki vermiyor Her ağzını açtığında Türkiye’yi sansürle itham edenler, sansürü yapanlar hakkında tek kelime etmiyorlar. Milyarlarca insanın iletişim hakkını gasp edenler, hiçbir şey olmamış gibi demokrasiden, özgürlüklerden bahsetmeye devam ediyor.
Bu örnekler bile ülkemizi eleştirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicili olduğunu ispatlamaya yeter. Bunların hiçbirinin sorunu basın özgürlüğü değil, insan hakları değil, demokrasi değil. Tek dertleri kendi çarpık sistemlerini yaşatmak ve Türkiye gibi her türlü alete, böbürlenmeye, iftiraya başvurarak çarklarına sopa koyan ülkelerin önünü tıkamak ama siz artık Türkiye’nin önünü kapatamayacaksınız. Eski Türkiye’de kaldılar. Artık yeni bir Türkiye, yeni bir Türkiye Yüzyılı var.”

Teknolojideki gelişmelerin yeni iletişim kanallarını da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Erdoğan, daha önce gazetecilik mesleği ile uğraşanlar için ayrılan imkanlardan artık cep telefonu ve internet bağlantısı olan herkes tarafından yararlanılabileceğini söyledi.

Herkesin herhangi bir kısıtlama olmaksızın eşit şartlarda üye olabileceği küresel sosyal medya platformlarının neredeyse tek kişilik medya kanalları oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu durum bilginin hızlı dolaşımına katkıda bulunduğu gibi her türlü iftira, iftira ve tatsızlıkların da önünü açmıştır. Saçma sapan haberler sadece insanları değil günümüz demokrasilerini de tehdit eden unsurlardan biri haline gelmiştir. Ne yazık ki, bu hastalık medya kuruluşu olarak faaliyet gösteren yapıları da etkiledi.Unvanı ve amacı ne olursa olsun insanların haklarına, hukukuna, onuruna ve özel hayatına saldırarak kendilerini var etmeye veya çıkar sağlamaya çalışanların eline bırakamayız.Çok değerli bir misyonunuz var. Burada özellikle yerel basına çok ama çok değerli bir görev düşmektedir.Bize ülkeyi yönetme yetkisini veren milletimiz, yaptığı iş ve hizmetlerin yanı sıra hak arama ve onurunu koruma sorumluluğunu da bize yüklemiştir. Bu çerçevede.”

Geçtiğimiz aylarda TBMM’den geçtikten sonra yürürlüğe giren dezenformasyon yasası olarak bilinen yasal düzenlemenin arkasında da bu amacın yattığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz birileri bu kanunun bazı maddelerini iptal etmek için apar topar Anayasa Mahkemesi’ne koştu ama Meclis’te yapmadılar. Oybirliği ile geldiler ve hızlıca Anayasa Mahkemesi’ne gittiler. Bu ne bir diyet ne de bir diyet. Bu işi asıl meslek olarak yapanların meslekleri haline getirilmesini amaçlayan bu düzenleme büyük ölçüde rahatlatıldı.Böylece fiilen gazetecilik faaliyetinde bulunanlar ile gazetecilik görüntüsü altında şarlatanlık yapanlar arasındaki ayrım kolaylaştı. Bu yönetmelik kapsamında, resmi duyuruların yayınlandığı kanallara internet haber sitelerinin eklenmesiyle bir haksızlık giderilmiş olup, asılsız haber yayanlara yönelik yaptırımlar ile halkın internet medyasına olan güveninin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Her alanda olduğu gibi basında da ahlaki ilkelerin idari ve yasal düzenlemelerden daha önemli olduğunun altını çizen Erdoğan, “Bildiğiniz üzere kamuyu, kampanya kapsamında fahiş fiyat artışlarına karşı uyarırken bire bir hatırlatma yapıyoruz. Enflasyonla mücadelede “Hiçbir kural, hiçbir kural, utanma duygusu olmadan, sadece çıkar, çıkar ve çıkar hırsıyla hareket edenleri durduramaz. dedi.

Türkiye Yüzyılı vizyonunun başlıklarından birini “değerler yüzyılı” olarak belirlemelerinin bu nedenle olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aileden eğitim ve çalışma hayatının her kademesine kadar her alanda insanımızı medeniyetimizin değerleriyle buluşturacak bir iklim oluşturmayı hedefliyoruz. Elbette medya hem en değerli unsur hem de taşıyıcı olacaktır. Anadolu medyası adına yakışır bu çabanın en ön saflarında yer alıyor “Kazanacağınıza inanıyorum. Haklarını rezil etmeyen tüm gazetecilerimize ve medya kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu duygularla 7. Anadolu Medya Ödülleri’ne layık görülen isim ve kurumları bir kez daha kutluyorum.”

‘Biz ezandan, Cumhuriyet’ten, bayraktan yanayız’

AYD Genel Lideri Sinan Burhan törende yaptığı konuşmada Anadolu medyasına verdiği bedelden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sundu.

AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında ulaşımdan sağlığa, tarımdan milli savunmaya binlerce büyük projeye imza attığını hatırlatan Burhan, şöyle konuştu: 2023 hedefleri doğrultusunda bu yönde adımlarınızı atmaya devam ediyorsunuz ama bizce en önemli projeniz Anadolu insanına özgüven aşılamak ve ‘ayağa kalk, siz de yaparsınız’ diyebilmektir.” sözlerini kullandı.

Burhan, AYD’nin çizgi ve duruşuyla bir sivil toplum kuruluşu olarak yerel basının sorunlarını çözmeye çalıştığını belirtti. Ezanın, Cumhuriyetin ve bayrağın yanındayız. PKK haber sitelerine ‘tarafsızız’ diyerek ödül verenler gibi değiliz. Biz tarafsız gazeteciyiz diyerek bu ülkenin dinine, bayrağına hakaret edenlerden değiliz.” dedim.

TÜRKSAT uydu fiyatlarının düşürülmesini talep eden Burhan, ulusal ve yerel medyanın kesin uydu bedelini ödememesi gerektiğini söyledi.

Telsizlerde telif konusunda sıkıntı yaşandığına dikkati çeken Burhan, bu konuda çalışmaların yapıldığını kaydetti.

Yeni çıkarılan 7418 sayılı Kanun ile internet medyasının her zaman yayın aracı olarak kabul edildiğini ve internet haber sitelerine resmi duyurulardan yararlanma hakkı verildiğini hatırlatan Burhan, bu gelişmeyi medyanın geleceği için çok değerli bir adım olarak gördüklerini vurguladı. .

Yeni bir düzenleme ile radyo ve televizyona resmi ilan hakkının tanınmasını talep eden Burhan, “Herkese teşekkür ediyorum. En çok da size teşekkür ediyoruz Sayın Başkan. Sizlerin de teşvikiyle yayın yapıyoruz. İnşallah seneye yine burada sizin başkanlığınızda yine bu töreni yapacağız, yapmak istiyoruz.” dedim.

‘Dünyayı kuran biziz’

Konuşmanın ardından Sinan Burhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duvar saati hediye etti. Sayın Cumhurbaşkanı, bu saat ‘Zaman, Erdoğan’ın zamanı, dünya başkanı Erdoğan’ anlamına geliyor”ifadeleri kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Bu hediyede ‘Erdoğan zamanı’ ifadesi var, ‘dünya’ var ve tabi ki şu anda dünya bizde.‘ o cevapladı.

Ardından jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda dereceye giren medya mensuplarına ödülleri Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından verildi.

Deniz Doğan, Ceren Uysal ve Çiğdem Doğan, “Ege’den Duygularla” ve “Güneydoğu Yıldızını Ararken” programlarıyla “Yetenekler” kategorisinde ödüle layık görüldü.

“Program Ödülleri”ni “Birsen-Birsen Ertan ile Karadeniz Karavanı”, “Ebedi Kahramanlar-Asilhan Yılmaz”, “Anadolu Motifleri Kardelen-Yunus Akgül” ve “Spor Ateşi-Cihat Altun” kazandı.

Aile fotoğrafı çekildi

Elazığ’da yayın yapan Fırat FM’e “Yılın Yerel Radyosu” ödülü, Ostim Radyo’dan Gülay Kankalp Çetin’e “Yılın Yerel Radyo Yöneticisi” ödülü, “Bam Teli” programıyla Makbule Ünal’a “Yılın Yerel Radyo Programı” ödülü Yılın En Çok Dinlenen Yerel Radyoları ödülü İzmir İmbat FM ve Kastamonu FM’e verildi.

Elazığ’dan “Yılın Yerel Gazetesi” Turan gazetesine, Kayseri Yeni Doğan gazetesinden İsmail Şahin “Yılın Yerel Gazetesi Muhabiri” ödülüne, Gaziantep Olay gazetesinden Erol Maraş “Yılın Yerel Yazarı”na, “Yılın Yerel Gazetesi Müdürü” ödülüne Semra Aman Akyürek, “Başarılı Kariyer” ödülüne Malatya Songöz gazetesinden Nihal Ağca, “Yılın Yerel Gazetesi Jüri Özel Ödülü”ne ise Atılım gazetesinden Hayati Nizamoğlu layık görüldü.

Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun da katıldı.

Törenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödül sahipleri ve katılımcılarla aile fotoğrafı çektirdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu